top of page

FERNWEH

Almanca'ya özgü olan "Fernweh" kelimesi, hiç gidilmemiş bir yere gitme arzusunu, deneyimlenmemiş bir coğrafyaya duyulan özlemi tanımlayabilir.

Şerife Aslan'ın Berlin'de gerçekleştirdiği çalışmaları, insanoğlunun ziyaret edemediği psişik bir mekan olarak özlemini duyduğu mekanın olasılığı üzerinden, kelimenin derin anlamını irdeliyor.

Günümüzde iktidarlar, kamuya açık mekânlarda, otoriter kontrol mekanizmalarını gizleme becerisi kazansa da tüm görünürlüklerini şiddetli bir sessizlik ile dayatıp yaşam alanlarımızı kuşatabiliyor. Bu kuşatmanın yoğunluğu içerisinde, tabana yayılan muhafazakar çoğunluğun normatif ve hafızadan yoksun bilinç kümelerinde sıkışıp, düşünmeye zorlanıyoruz. Heterotopik bir bilince sahip olanlarımız kendilerine özel düşünce alanları yaratabilse de, varoluşlarına dair sınırları zorladıkları ölçüde baskılanıyorlar. Genişleme gücünün farkındaki bireysel sınırlarımız ise, içgüdüsel bir savunma mekanizmasının marifetiyle büyümeyi deniyor. Bu bireysel olarak çevreye karşı girişilen bir alan mücadelesi.

Şerife Aslan, kendi mücadelesinde, kamuya ait alanları korumasız ve açık bir yapıya sokarak kendine ait kılmaya zorluyor. Mekânları, sanki nedenleri belirsiz bir zorunlulukla insandan arındırarak dönüştürüyor. Benzerlerinin aksine bunu o kadar kurgusuz bir sadelikle yapıyor ki baktığımız fotoğrafların sıradan bir gezide çekilmiş olma ihtimaliyle duraksıyoruz. Üzerinde oynanmamış, bilgisayar filtreleriyle

değiştirilmemiş müdahale edilmemiş saf durumlar. İmgesini hapsettiği duruma-mekâna, geride iz bırakmayacak bir gizlilikle sokulmuş-yanaşmış gibi. Aslan’ın fotoğraflarındaki müdahale eylemi, fotoğrafını çekeceği mekânın gözlemlenmesi anında başlıyor ve bitiyor. Her mekân, insanı en dışlayan haliyle kayıt altına alınıyor ve savunmasızca öne sürülüyor. Heterotopik bir hafızanın ısrarla tuttuğu şeyleri, yabancısı olduğu coğrafyalarda tekrar keşfedip sorgulama eylemiyle üretiyor eserlerini. Bellek birikintilerini, mürekkep ile temize çekiyor. Mürekkep desenlerinde, benzerliklerin ve farklılıkların birarada görünürlüğü öne çıkıyor.

The word Fernweh which is specific to German can be defined as the desire to go a place which one has never been, longing for a geography that has never been experienced. Studies by Şerife Aslan carried out in Berlin examine the deep meaning of the word through the possibility of the place which is longed for as a psychic space that humankind cannot visit.

Although authorities gain the skill of disguising their authoritative control mechanisms in public places, they can invade our living space by imposing their visibility in severe silence. In the density of this invasion, we are stuck and forced to think in the conscious set of base conservative majority which is normative and lack of memory. Although those who have heterotopic conscious can create their private thinking domain, they are suppressed as they push the limits about their existence. Our individual boundaries which are aware of the power of expansion try to expand with the skill of instinctive defence mechanism. This is a struggle of domain made individually against environment.

In her struggle, Şerife Aslan puts public places into unprotected and open position and compel them to get into her possession. She clarifies places from people and transforms them for some unknown reasons. She produces her works with the act of rediscovering and examining the object held insistently by a heterotopic memory in a geography to which she is a stranger.

Photography series & ink on paper 

2017

bottom of page